Artırılmış Gerçeklik (Augmented Reality)
Artırılmış Gerçeklik (Augmented Reality)
Artırılmış gerçekliği anlayabilmemiz için ilk başta birkaç kavramı daha birlikte incelemeliyiz. Bunlardan ilki gerçek dünyanın kendisi olan gerçeklik kavramıdır. Etrafınızda gördüğünüz, algılayabildiğiniz her şey gerçeklik kapsamına giriyor. Bir de bu gerçekliğin yapay olanı yani bilgisayar tarafından gerçekleştirilmiş hali vardır. Buna da sanal gerçeklik diyoruz. Bir şeyin sanal gerçeklik kapsamına girebilmesi için tamamıyla bilgisayar tarafından oluşturulmuş olması gerekir. Bir fotoğrafın üstünde yapılan oynamalar sanal gerçekliğe örnek değil fakat animasyon dizileri veya filmleri sanal gerçekliğe örnek olarak verilebilir. Ayrıca bugünlerde hayatımıza giren sanal gerçeklik (VR- Virtual Reality) gözlükleri de bu teknolojinin bir ürünüdür.
Artırılmış gerçeklik, gerçek dünyadan alınan veriler ile bilgisayar tarafından oluşturulmuş her türlü görüntü ve verinin aynı ortamda eş zamanlı olarak kullanıldığı teknolojiye denir. Artırılmış gerçeklik ile insan duyularına hitap eden ve hislerini harekete geçiren girdiler bilgisayar tarafından zenginleştirilerek kullanıcının algısına sunulur.
Artırılmış Gerçeklik, Sanal Gerçeklikten (Virtual Reality) farklı olarak kullanıcıyı gerçeklikten koparacak şekilde bilgisayar kaynaklı bir sanal simülasyonun içerisine sokmaz, bunun yerine mevcut gerçekliği zenginleştirir.
1994 yılında Paul Milgram ve Fumio Kishino adlı iki bilim insanı yukarıdaki grafiğe “Gerçeklik-sanallık sürekliliği” adını vermiştir. Görüldüğü üzere normal gerçeklik ve sanal gerçeklik iki uç sınırı temsil ediyor. Bizim konumuz olan artırılmış gerçeklik de bu iki uç kısmın birleşimi sonucu ortaya çıkıyor.
Artırılmış gerçeklik terimi ilk defa 1992 yılında ortaya atılıyor. Bu terimin isim babaları Thomas Caudell ve David Mizell’dir. O zamana kadar isimlendirilmemiş bu teknoloji aslında hayatın içinde kullanılan bir teknolojidir. Thomas Caudell ve David Mizell, Boeing firması için başa takılan ve kullanıcıların uçak bağlantılarını yaparken yararlanacağı bir kask tasarlıyorlar. Bu kask firmaya yeni alınan işçilerin eğitiminde de kullanılıyor. Görüntüleyiciyi kullanan kişi sürekli değişen ve yönlendirici bilgiler içeren dinamik bir ekranla karşılaşıyor. Böylece çalışanların hata yapma oranı büyük oranda azalıyor.
Arttırılmış gerçeklik kavramı ilk oyunlarla popülerleşse de gün geçtikçe arkeolojiden mimariye, eğitimden sanata, sağlıktan askeriyeye hemen hemen her alanda rastlanmaktadır.
Artırılmış gerçeklik kullanım alanları;
Dekorasyon: Telefonunuza yüklediğiniz uygulamalar sayesinde dekorasyon yapacağınız yerin fotoğrafını çekerek, üstüne eklemeler yapabiliyor ve sonunda nasıl olacağını önceden görebiliyorsunuz. Böylece mağaza, mağaza dolaşmadan size en uygun malzemeyi oturduğunuz yerden seçebiliyorsunuz.
Otomobiller: Şu anda size, yeni çıkan çoğu otomobilde bulunan bir özellikten bahsedeceğim. Head Up Display. Bu özellik arabanın ön camına sizin istediğiniz özellikleri yansıtıyor. Yani siz önünüzdeki yola bakarken aynı zamanda hızınızı, devir göstergenizi vs. takip edebiliyorsunuz. Bu özelliğin daha gelişmiş versiyonları havacılıkta da kullanılıyor.
Kitaplar: Bazı çocuk kitapları da artık AR (Augmented Reality) teknolojisini kullanmaya başladı. Yine mobil akıllı telefonlara indirilebilen uygulamalar sayesinde kitabın herhangi bir sayfasının üstüne gelindiğinde telefon ekranından kitaptaki o sayfa ile ilgili hikaye görsel olarak görülebiliyor. Böylece çocukların okuma alışkanlığı kazanmalarının arttırılabileceği düşünülüyor.
Eğitim: Eğitim çok geniş bir alan olmasına karşın küçükten büyüğe herkes bu teknolojiyi kullanıyor. Küçük çocuklar için akıllı tahta uygulamaları ve askeri alanda birçok simülasyon bu teknoloji sayesinde yapılıyor. İş yerlerinde yeni çalışanlar için otomasyonu hızlandıracak uygulamalar geliştiriliyor.
Oyunlar: Sanal gözlükler yardımıyla oyun sektörünü ele geçirmeye başlayan artırılmış gerçeklik teknolojisinin en bilinen oyunu Pokemon GO’dur. Yine mobil bir cihaz üzerinden oynanan oyun, bize kamera yardımıyla kendi pokemonlarımızı yakalama imkanı sağlıyor. Telefon kameramızı bir yöne doğru tuttuğumuzda orada gözüken pokemonları kendi ekranımızda görebiliyoruz. Zamanının en beğenilen çizgi filmlerinden biri olan Pokemon’u hayatımıza adapte edebilmesi bu teknolojinin ileride daha ne kadar gelişebileceği hakkında sinyaller veriyor.
Arttırılmış gerçeklik teknolojilerinin ismi önümüzdeki günlerde daha çok duyulacaktır. Bu teknolojiyi kullanarak üretilecek ürünler tamamen insan hayal gücünün sınırsızlığına bağlıdır. Bu da, artırılmış gerçeklik teknolojisini benimseyen mühendisler ve tasarımcıların bu teknolojiyi kullanarak sınırsız inovatif fikirler ve ürünler üretecekleri anlamına gelmektedir.